GALLİLER BURASI SİZİN YERİNİZ
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

En son konular
» Boğa
Yaban-Yakup Kadri Karaosmanoğlu EmptyCuma 9 Ocak 2009 - 20:19 tarafından clementine

» ....
Yaban-Yakup Kadri Karaosmanoğlu EmptyPaz 23 Kas. 2008 - 20:37 tarafından karakol

» Tuvalet Konuşmaları
Yaban-Yakup Kadri Karaosmanoğlu EmptyPaz 16 Kas. 2008 - 15:35 tarafından aligazian

» Cehennem Sloganları
Yaban-Yakup Kadri Karaosmanoğlu EmptyC.tesi 15 Kas. 2008 - 23:21 tarafından aligazian

» Karınca
Yaban-Yakup Kadri Karaosmanoğlu EmptyPtsi 10 Kas. 2008 - 20:58 tarafından aligazian

» PES 2009
Yaban-Yakup Kadri Karaosmanoğlu EmptyPaz 9 Kas. 2008 - 15:49 tarafından aligazian

» Atmosferde süper sera gazı
Yaban-Yakup Kadri Karaosmanoğlu EmptyC.tesi 8 Kas. 2008 - 16:25 tarafından dahidebullu

» HIV virüsü tek bir hücrede bile hayatta kalabiliyor
Yaban-Yakup Kadri Karaosmanoğlu EmptyC.tesi 8 Kas. 2008 - 16:23 tarafından dahidebullu

» Küresel ısınmayı durduran kaya
Yaban-Yakup Kadri Karaosmanoğlu EmptyC.tesi 8 Kas. 2008 - 16:21 tarafından dahidebullu

Mayıs 2024
PtsiSalıÇarş.Perş.CumaC.tesiPaz
  12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031  

Takvim Takvim

Kimler hatta?
Toplam 6 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 6 Misafir

Yok

[ Bütün listeye bak ]


Sitede bugüne kadar en çok 219 kişi Paz 30 Tem. 2017 - 2:49 tarihinde online oldu.

Yaban-Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Aşağa gitmek

Yaban-Yakup Kadri Karaosmanoğlu Empty Yaban-Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Mesaj tarafından dahidebullu Cuma 12 Eyl. 2008 - 18:30

Yakup Kadri Karaosmanoğlu romancı kişiliğinin en güçlü aşamasını "Yaban" romanı ile vurgular. Romanın ana konusu Kurtuluş Savaşı dönemindeki köy gerçeğiyle bir Türk aydınının karşı karşıya gelmesidir.

Romanın kahramanı Ahmet Celal, Çanakkale'de aldığı bir kurşun yarasıyla sağ kolunu kaybeder. Harp malülü bir gazi olarak yapayalnızdır. İstanbul'un işgali üzerine hizmet eri Mehmet Ali'nin Porsuk çayı yöresindeki köyüne gider. Sehirden her gün gazete getirterek coskuyla savasi izler. Firsat buldukça köylülere durumun önemini anlatir. Köylüler agalarina baglidirlar. Onun yalan yanlis sözlerinin etkisiyle Ahmet Celal'i dinlemezler. O köyde umdugu yakinligi bulamaz.

Köylülere göre Ahmet Celal bir yabandir. Konusmasi, tavirlari, giyimi, düsünceleri, duyarligiyla onlarin dünyalarinin disindadir. Kafasindaki, benligindeki acilardan kurtulmak için buraya gelmistir. Ama olaylar bunun olanaksiz oldugunu gösterir. Ilk günden beri köye uyum saglamaya çalisir. Fakat nedenini bilmedigi etkenlerden dolayi uyum saglayamaz. M.Ali'ye göre bunun sebebi, her gün tras olmak, bu dagin basinda sabah aksam dis firçalamak, saç taramak ve geceleri kitap okumaktir. Ama bunlar A.Celal'in tutkularidir. Ahmet Celal'in bu ilk defa Türk köylüsüyle karsi karsiya gelmesidir. Yoksulluk, cahillik ve pislik içerisinde yüzen köylülerimizin yürekler acisi durumuyla adeta soke olur. Çiplak doganin ortasindaki bu köyde herkes, çikarci Salih Aga'nin buyrugu altindadir. O ne derse olur. Yillar yili emek verdigi hizmet eri Mehmet Ali bile subayina degil, agasina inanir. Mehmet Ali'nin anasi Zeynep Kadin ile kardesi Ismail, Ahmet Celal'in bulabildigi dostlaridir. Ailenin reisi olan Zeynep Kadin, zor kosullarda bile bir mese kütügü kadar saglamdir. Ismail yasina göre daha çocuksu ve cüce görünüslüdür.

Bütün bu olumsuz durumlara üzülen genç Subay bunalim geçirir. Hava almak için çiktigi bir günde komsu köyden bir kiza elinde olmayarak asik olur. Bu askini Donkisot ile Dulcine'ye benzetir.

Köyde Mustafa Kemal'in açtigi Kurtulus Savasini anlatmaya çalisan Ahmet Celal'a kimse inanmaz. Köy halki baska anlayis içindedir. Her yil köye gelen Seyh Yusuf'un zehirli düsünceleri, köylünün inançlari olur. Ahmet Celal, okumus ile okumamis insanlar arasindaki o derin uçurumu tüm çiplakligi ile yasar. Anadolu'nun yüzyillar boyunca ihmal edilmisligini anlar. Hergün olup bitenleri ani defterine yazar. Öte yandan, Yunanlilar köyleri yagmalar, atese verir, halka iskence ederler. Bir gün Ahmet Celal'in bulundugu köye girerler. Köylüler kaçarak dereye gizlenirler. Ahmet Celal ise, herseye karsin, Türk askerlerinin gelecegine ve Zaferin onlardan yana olacagina inanir. Düsman onlari kolaylikla bulur, yakalayip köy meydaninda öldürür. Ahmet Celal ile Emine de vardir aralarinda. Genç subay, bir ara, karisikliktan yararlanarak Emine'nin elini tutar, birlikte kosmaya baslarlar. Düsman ates açar, ikisi de yaralanirlar. Zorlukla köyün mezarligina ulasirlar. Orada sabaha kadar beklerler. Ertesi gün yola çikacaklardir. Fakat Emine yürüyecek halde degildir yarasi agirdir. Ahmet Celal yazdigi bir defteri kizin eline sikistirir. Bilinmeyen bir gelecege dogru umutsuzca yürür gider.

KİTABIN ANA FİKRİ: romanda köy insaninin kendi iliskilerini ve toplumsal olaylar karsisindaki tavrini islemiştir.

KİTAP HAKKINDAKİ ŞAHSİ GÖRÜŞLER: Romanda belirtildigine göre, sehirden gelmis her aydin, köylü için bir "Yaban"dir. Eserin birçok yerlerinde yukardaki örneklerde görüldügü üzere köylü-aydin iliskisi üzerine, roman sinirini asip makale sinirina giren ve yazarin kisiligini açikça ortaya koyan sahifeler vardir. Yazarin deyimiyle "hikayeyi bölük pörçük eden bu feryadimsi hutbeler" ve bu çesit olaylarla Yaban'in hemen her tarafi tiklim tiklim doludur. Bu tutum, realist bir eserde, roman teknigi bakimindan bagislanamayacak önemli bir kusurdur.(7) Ahmet Celal köylülerle kaynasip kendini yenilemek istemektedir. "Onlar gibi olmak, onlar gibi oturup kalkmak, onlarin diliyle konusmak. Haydi bunlarin hepsini yapayim. Fakat onlar gibi nasil düsünebilirim? gibi sorularla bunun bir yerde imkansiz oldugunu vurgular. Kisi ile toplum arasindaki uyum tek dis görünüsle olmaz. Kisi düsünce ve hissetme yönüyle ayni olmalidir. Romanin tezine bu açidan bakilinca degisik bir vurgulama ortaya çikiyor. Aydin ile köylü arasindaki uzakligin romanin tezi oldugunu ileri süren elestirmenler, bu kopuklugu, Osmanli döneminde oldugu gibi, yalnizca kültür ikilesmesinden dogan bir kopukluk gibi görüyorlar. Karaosmanoglu bunu da dile getiriyor kuskusuz, ama Yaban'da vurgulanan karsitlik, vatani kurtarmak için savasan ilerici aydinlarla Kurtulus savasi'na inanmayan gerici köylüler arasindadir. Ahmet Celal ile köylüleri ayri dünyalarin insani yapan, okumus kentli ile cahil köylü arasindaki farkli tutumlardir

KİTABIN YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ: Yirminci yüzyil edebiyatinin büyük romancisi 27 Mart 1889'da Kahire'de dogdu. Manisa'nin taninmis bir ailesi olan Karaosmanogullari'ndan Abdülkadir Bey'in ogludur. Ortaokul ikinci sinifina kadar Manisa'da okudu. 1903'de Izmir Idadisi'ne (Lisesi'ne) girdi. Sonra ailesiyle birlikte gittigi Misir'da, Fransiz koleji'ne devam etti (1906-1908). Istanbul'a gelerek Fecr-i Ati topluluguna katildi (1909). Bir yandan gazete ve dergilere makale ve hikayeler yaziyor, öte yandan edebiyat ve felsefe ögretmenligi yapiyordu (1910-1917). Kurtulus Savasi yillarinda Anadolu'ya geçti. Sakarya'yi, Bati Cephesi'ni dolasti. Zafer sonu Mardin ve Manisa'dan birkaç kere milletvekili seçildi. Aylik fikir dergisi "Kadro'yu" çikardi (1932-1934). Sirasiyla Tiran, Prag, Lahey, Bern elçiliklerinde bulundu (1934-1942). Emekliye ayrildiktan sonra, verimli bir yazi hayatina atildi. Ulus gazetesi basyazari, Kurucu Meclis üyesi oldu. Manisa milletvekilligi yapti (1961-1965). Anadolu Ajansi Yönetim Kurulu Baskanligi (1965-1974) görevinin yanisira yazarligini sürdürürken Ankara'da öldü (13 Aralik 1974). Istanbul'da Besiktas'taki Yahya Efendi mezarliginda annesinin yaninda topraga verildi.

Yakup Kadri Karaosmanoglu eserlerinde Türk toplumunun Tanzimat'tan ****** Türkiyesi dönemlerindeki yasantisini iyi sekilde yansitan, hikaye, makale ve roman yazarimizdir. Anlatiminda kendine özgü bir sanatçi olarak taninmistir. Romanlarinda birbirini tamamliyan bireysel ve toplumsal hayat zinciri tasvir edilir. Yapitlarinda çogunlukla, içinde yasadigi toplumun sorunlari üstünde düsünür. Anadolucu, ******çü, Devletçi, Laik bir görüs içerisindedir. Romanlarindaki tiplerin çogu, iç dünyalari zengin, kötümser, düzensizlik kurbani, törelere, geleneklere bagli kisilerdir. Çözümlemeci, tasvirci, fikir ve tezci yönleri derhal dikkati çeker. Servet-i Fûnûn etkisiyle agirlasan ilk dili, ulusal edebiyat akimini benimsedikten sonra berraklasir. Siir, deneme, makale, ani, monografi, hikaye, tiyatro ve roman türlerinde yazmistir.

(1) Yakup Kadri'nin sanat anlayisinda iki dönem vardir. Birinci dönemde, yazar "Edebiyat-i Cedide "den "Fecr-i Ati"ye geçen "Sanat,sanat içindir" ilkesini benimsemistir. Ikinci dönemde (1916'dan sonra), toplumsal olaylarin etkisiyle, topluma yönelmis, "Sanat, toplumun malidir" görüsüne ulasmistir. Bu dönemde yazdigi hikayelerinde, çogunlukla, Balkan Savasi, Birinci Dünya Savasi ve Kurtulus Savasi ile ilgili gözlemlerinden yararlanmistir.(1)

Romanlari: Kiralik Konak, Nur Baba (1922), Hüküm Gecesi (1927), Sodom ve Gomore (1928), Yaban (1932), Ankara (1934), Bir Sürgün (1937), Panorama (1954) Hikayeleri: Bir Serencam (1913), Rahmet (1922), Milli Savas Hikayeleri (1947) Çesitli Makaleleri: Izmir'den Bursa'ya, Kadinlik ve Kadinlarimiz, Seçme Yazilar ve Ergenekon.

Oyunlari: Nirvana, Veda, Saganak ve Magara'dir.

Mensur Siirleri: Erenlerin Bagindan ve Okun Ucundan'dir.

(1) Cevdet Kudret, Türk edebiyatinda hikaye ve roman s,103
dahidebullu
dahidebullu
Doçent
Doçent

Mesaj Sayısı : 130
Kayıt tarihi : 02/09/08
Yaş : 31

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz