GALLİLER BURASI SİZİN YERİNİZ
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

En son konular
» Boğa
İngilizce Sınavlarında En Önemli 1000 Kelime(400-600) EmptyCuma 9 Ocak 2009 - 20:19 tarafından clementine

» ....
İngilizce Sınavlarında En Önemli 1000 Kelime(400-600) EmptyPaz 23 Kas. 2008 - 20:37 tarafından karakol

» Tuvalet Konuşmaları
İngilizce Sınavlarında En Önemli 1000 Kelime(400-600) EmptyPaz 16 Kas. 2008 - 15:35 tarafından aligazian

» Cehennem Sloganları
İngilizce Sınavlarında En Önemli 1000 Kelime(400-600) EmptyC.tesi 15 Kas. 2008 - 23:21 tarafından aligazian

» Karınca
İngilizce Sınavlarında En Önemli 1000 Kelime(400-600) EmptyPtsi 10 Kas. 2008 - 20:58 tarafından aligazian

» PES 2009
İngilizce Sınavlarında En Önemli 1000 Kelime(400-600) EmptyPaz 9 Kas. 2008 - 15:49 tarafından aligazian

» Atmosferde süper sera gazı
İngilizce Sınavlarında En Önemli 1000 Kelime(400-600) EmptyC.tesi 8 Kas. 2008 - 16:25 tarafından dahidebullu

» HIV virüsü tek bir hücrede bile hayatta kalabiliyor
İngilizce Sınavlarında En Önemli 1000 Kelime(400-600) EmptyC.tesi 8 Kas. 2008 - 16:23 tarafından dahidebullu

» Küresel ısınmayı durduran kaya
İngilizce Sınavlarında En Önemli 1000 Kelime(400-600) EmptyC.tesi 8 Kas. 2008 - 16:21 tarafından dahidebullu

Mayıs 2024
PtsiSalıÇarş.Perş.CumaC.tesiPaz
  12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031  

Takvim Takvim

Kimler hatta?
Toplam 3 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 3 Misafir

Yok

[ Bütün listeye bak ]


Sitede bugüne kadar en çok 219 kişi Paz 30 Tem. 2017 - 2:49 tarihinde online oldu.

İngilizce Sınavlarında En Önemli 1000 Kelime(400-600)

Aşağa gitmek

İngilizce Sınavlarında En Önemli 1000 Kelime(400-600) Empty İngilizce Sınavlarında En Önemli 1000 Kelime(400-600)

Mesaj tarafından mehmetgazi Cuma 15 Ağus. 2008 - 22:12

400. expense = masraf
401. experience = (1) tecrübe (2) tecrübe etmek, yaşamak (3) olay, vukuat
402. expire = (yiyecek, ilaç vb için) son kullanma tarihi gelmek, miadı dolmak
403. expire = süresi dolmak
404. Expiry Date = Son Kullanma Tarihi
405. explode = patlamak
406. exploit = patlatmak, sömürmek
407. explore = keşfetmek,araştırmak
408. export = ithal etmek
409. expose = (1) açıklamak, arz etmek (= reveal) (2) (tehlikeye vb) maruz bırakmak
410. express = (1) ifade etmek, iletmek (2) çabuk, hızlı (= fast)
411. extend = (1) (tatilin, ödevin vb) süresini uzatmak (= prolong) (2) ekleme yapmak (eve birkat daha çıkmak veya balkon eklemek gibi) (= make bigger) ***extension
412. extract = elde etmek, çekip çıkarmak (üzümden sirke elde etmek gibi)
413. extraordinary = (1) fevkalade, olağanüstü (= exceptional) (2) tuhaf, alışılmadık
414. fabricate = (1) uydurmak (= make up) (2) (raf vb) monte etmek (= put up)
415. facilitate = kolaylaştırmak
416. fade = (1) solmak (2) solgun
417. failure = başarısızlık
418. faint = (1) bayılmak (= pass out) (2) solgun (ses, renk vb)
419. fairly = oldukça (= quite, rather)
420. falsify = (1) hesaplar üzerinde oynamak (2) sahtekarlık yapmak (= fake)
421. familiar (with) = aşina, tanıdık
422. famish = aç kalmak, açlıktan ölmek (= starve)
423. fare = (otobüs, uçak vb için) fiyat
424. fatal = ölümcül ***fatally injured = ağır yaralı, ölümcül yarası olan
425. favourable = olumlu, yapıcı (= positive, constructive) (2) uğurlu (= auspicious)
426. fearful for = --- için korkan/endişelenen
427. fertilize = (toprağı vb) verimli hale getirmek, verimli kılmak
428. fetch = gidip getirmek
429. fiancé = (erkek) nişanlı
430. fiancée = (kız) nişanlı
431. field trip = kır gezisi, arazi gezisi
432. fierce = (1) şiddetli, kıyasıya, çetin (rekabet vb) (2) azgın, azmış (köpek vb)
433. figure = (1) şekil, figür (2) rakam, sayı (3) figure out = anlamak (= make out)
434. filthy = (1) pis, kirli (2) dayanıksız, sağlam olmayan
435. finance = finanse etmek, paraca desteklemek
436. fine = (1) ince ince/küçük doğranmış (et, patates vb) (2) iyi, güzel (3) para cezası
437. firework = havai fişek
438. fit = (1) sağlıklı, zinde, sıhhati yerinde (= robust, healthy) (2) (bir kıyafetin şıklık bakımından değil de bedene oturması anlamında) yakışmak (3) sara nöbeti (= seizure)
439. flatmate = ev arkadaşı
440. flattery = birine yağ çekme
441. flee = kaçmak (= escape)
442. fleece = koyun postu (yünlü) *** hide = yünsüz post
443. flight = (1) uçuş (2) uçak (= airplane = aeroplane)
444. flow = (nehir vb için) akmak *** overflow = taşmak
445. fluctuate = dalgalanmak, istikrarlı gitmemek, bir artmak bir azalmak
446. fluctuate = dalgalanmak
447. focus on = odaklanmak, yoğunlaşmak (= concentrate on, centre on)
448. fold = (1) katlamak, kıvırmak, bükmek (2) bir şeyin --- katı, --- misli (twofold, tenfold = iki katı/misli, on katı/misli)
449. force = zorlamak
450. forceful = (1) güçlü, zorlu (2) etkili, ikna edici
451. forecast = önceden tahmin etmek (= predict)
452. forge = taklidini yapmak, sahtesini çıkarmak
453. forgery = sahtekarlık (= counterfeit, fake)
454. forgery = sahtekarlık, kalpazanlık
455. former = önceki (iki şeyden bahsederken ilk söylenen kişi veya şey)
456. formerly = evvelki, önceki
457. formulate = formülleştirmek, formüle dökmek
458. forthcoming = yakınlaşmakta olan, gelmekte olan ( Christmas vb.)
459. fortify = takviye etmek, sağlamlaştırmak, kuvvetlendirmek (= strengthen, enrich)
460. fracture = kırılmak, çatlamak ( kemik, kolon vb)
461. frail = zayıf, cılız (= feeble)
462. frame = çerçeve
463. freed = serbest kalmış, özgür (= at liberty, at large)
464. fulfil = (görev, sorumluluk vb) yerine getirmek, icra etmek (= carry out)
465. fundamental = esas, temel, zorunlu (= essential)
466. funeral = cenaze töreni
467. fussy = aşırı titiz (= fastidious, meticulous, diligent)
468. fuzzy = tüylü
469. gather = (1) toplamak, bir araya getirmek (2) bir araya gelmek
470. gender = cinsiyet (= ***)
471. generate = (1) (ısı, elektrik vb) üretmek (2) (tartışma vb) ortaya atmak
472. genre (= canr) = tür, çeşit, nevi (= type, sort)
473. get rid of = başından atmak, defetmek
474. giant = dev X dwarf
475. give up = vazgeçmek, bırakmak (= abandon, abort)
476. glance = göz atmak
477. gloom = karanlık ***gloomy = üzüntülü, hüzünlü
478. glorify = yüceltmek, övmek (= praise)
479. goal = amaç, gaye (= aim)
480. govern = yönetmek
481. government = hükümet
482. grab = kapmak, el koymak (= snatch)
483. gradually = yavaş yavaş, kademeli olarak
484. grant = vermek, bahşetmek (burs, bağış vb)
485. grasp = (1) (bir nesneyi) kavramak (2) (bir konuyu) kavramak, anlamak
486. graveyard = mezarlık (= cemetery)
487. groom = damat
488. grow tired of = --- den yorulmak
489. growl = köpek ve benzeri hayvanların çıkardığı hırlama sesi
490. guide = rehber, rehberlik etmek
491. harass = saldırmak, taciz etmek ******ual harassment = cinsel taciz
492. harbour = (1) liman (2) barındırmak, sağlamak
493. hardship = zorluk
494. harshly = (1) sert bir şekilde (2) kabaca
495. hasten = acele etmek
496. havoc = hasar, yıkım (= destruction)
497. hazard = tehlike
498. hazardous = tehlikeli (= perilous)
499. hectic = heyecanlı, telaşlı, hareketli (program, ofis vb)
500. hesitate = duraklamak
501. highly = oldukça, epey (= extremely)
502. hinder = (1) engel, mani (2) engel olmak, mani olmak
503. hire = (1) kiralamak (2) işe almak (= employ)
504. hitchhiker = otostopçu
505. hollow = oyuk, boşluk (ağaç kovuğu vb) *** hollow promise = boş vaat
506. hopefully = inşallah (= with any luck)
507. horrible = korkunç
508. huge = iri, büyük (= enormous, immense)
509. humiliate = aşağılamak, rezil etmek, utandırmak (= embarrass)
510. hunter = avcı
511. hurricane (hörikeyn) = kasırga
512. iceberg = buz dağı (= glacier)
513. identify = teşhis etmek, kimliğini belirlemek, sınıflandırmak
514. idle = tembel (= lazy, indolent) X (= hardworking)
515. ignore = görmezden kalmak, kale almamak (= take no notice)
516. illusion = hayal,hülya, kuruntu
517. illustrate = örneklemek
518. imagine = hayal etmek
519. imitate = taklit etmek
520. immediate = (1) derhal, acele, çabuk (2) (akraba için) en yakın
521. immobilize (immmobilayz) = hareketsiz/sabit kılmak
522. impact = çarpmak
523. impeach = suçlamak, itham etmek (= accuse)
524. implement = gerçekleştirmek (realize)
525. implicate = bulaştırmak
526. imply = ima etmek
527. impose = zorla kabul ettirmek, koymak( vergi), yük olmak
528. imprisonment = hapse atmak (= incarceration)
529. improve = geliştirmek
530. inaudible = duyulamaz, işitilemez (ses vb)
531. incapable of (inkepıbıl) = kabiliyetsiz, yeteneksiz (= unskillful)
532. incapacitate = yetersiz bırakmak, olanak tanımamak, aciz bırakmak (= debilitate)
533. incessant = aralıksız, sürekli
534. incline = eğmek, eğilimi olmak, fikrini vermek
535. include = dahil etmek, içermek (= consists of, incorporate) x exclude
536. incorporate into = dahil etmek (= include, integrate)
537. incredible = inanılmaz ( = unbelievable)
538. indicate = göstermek, belirtisi olmak
539. indifference to = kayıtsız, ilgisiz olmak
540. induce = -e neden olmak, ikna etmek
541. inevitable = kaçınılmaz (= inescapable)
542. infer = anlamak, sonucunu çıkarmak
543. influence = (1) etki (= impact, effect) (2) etkilemek
544. influential (influwenşıl) = nüfuzlu, sözü geçer, çevresi geniş (= well-connected)
545. inherit = mirasa konmak, miras olarak almak (= come into)
546. inhibit = göz dağı vermek
547. initially = başlangıçta, ilk etapta (= at first)
548. initiate (inişiyeyt)= başlatmak (= start, commence)
549. injure = incitmek
550. injustice = eşitsizlik, adaletsizlik (= inequality, unfairness)
551. innovate = yeni bir şey icat etmek, yenilik getirmek (= invent)
552. innovation = yenilik, yeni bir şey icad etmek
553. innovative = yenilikçi, icatçı
554. insatiable (inseyşıbıl) = (1) gözü doymaz, doyumsuz, aç gözlü (2) obur, pisboğaz
555. insignificant = (1) ehemmiyetsiz, önemsiz (2) anlamsız, manasız
556. insist (on) = ısrar etmek (= persist in)
557. inspect = incelemek
558. instantaneously = anlık, bir anda olan, aniden (= immediately, instantly)
559. institute = kurmak
560. instruct = talimat vermek
561. insulate (against) = yalıtmak, (soğuğu/sesi vb) kesmek (hırkanın soğuğu kesmesi gibi)
562. integrate = bütünleşmek, kaynaşmak
563. intelligence = (1) zeka, akıl (2) haber ajansı
564. intention (intenşın) = niyet
565. intentional = kasıtlı,maksatlı,bilebile (= deliberately)
566. interaction (with) = etkileşim
567. interfere = başkasının işine burnunu sokmak
568. interfere with = karışmak, müdahale etmek
569. interpretation = yorum, çeviri
570. interrogate = sorguya çekmek
571. interview = (1) röportaj, röportaj yapmak (2) mülakat, mülakat yapmak
572. intimate = (1) samimi (2) tanıdık, aşina (alışılan plaj, trafik manzaraları vb)
573. introduce = (1) tanıştırmak (2) yeni bir icadı/fikri ortaya atmak
574. invade = işgal etmek, istila etmek (= attck, occupy)
575. invaluable = paha biçilmez, çok değerli (= priceless)
576. invent = icat etmek (= make up)
577. invest (in) = para yatırımı yapmak
578. investigate = araştırmak, incelemek (= search, look into)
579. invoke = dilemek
580. involve = (1) dahil etmek (2) gerektirmek
581. involvement = dahil olma, karışma (= association, participation)
582. irregularity = (1) yolsuzluk, hile (2) düzensizlik
583. isolate = izole etmek, (iki şeyi vb) birbirinden ayırmak, tecrit etmek
584. jeopardize (ciopidayz) = tehlikeye atmak (= endanger, imperil)
585. join = katılmak, iştirak etmek
586. joint = (1) eklem, mafsal (2) ortaklaşa yapılan (= mutual)
587. justify = doğrulamak
588. kennel = köpek kulübesi
589. keyhole = anahtar deliği
590. kidnapper = adam/çocuk kaçıran (= abductor)
591. knock = (1) devirmek (2) (kapı vb) çalmak
592. knowledge = bilgi
593. label = etiketlemek
594. lamb = (1) kuzu (2) kuzu eti
595. latter = sonraki x former = önceki
596. lawyer = avukat (= solicitor)
597. leak = (1) (su, yağ vb) sızmak (2) (bilgi, gizli sırlar vb) medyaya sızmak
598. legend = efsane (= myth)
599. legislate = yasamak
600. leisure = boş vakit
mehmetgazi
mehmetgazi
Genel Koordinatör

Mesaj Sayısı : 206
Kayıt tarihi : 03/08/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz